Atina doğumlu Yunan filozof Sokrates için, felsefe tarihinin en etkili filozoflarından biri dersek herhalde abartmış olmayız.
Kendisinden önceki filozoflar daha çok doğa üzerinde yoğunlaşmışlarken, kendisi insan ve topluma odaklanmış. Bir nevi felsefede geçiş dönemini yaratmış.
Sokrates'in bu yaklaşımı, kendisnin sürekli bir öğrenme periyodu içerisinde bulunduğunu gösteriyor. O şartlarda sahip olduğu bilgiler, bugün bir insanımızda olsa eminiz egosu tavan yapmıştı, bir sohbet veya tartışma ortamında susturamazdık. Zira, insanımızın susmaması için, duyduğu bir haber, okuduğu bir gazete veya tarihi öğrendiğini sandığı bir dizi yeterli.
Bunu yanında Sokrates, insanlara bir şeyler öğretmeye veya anlatmaya çalışmazdı. Daha çok dinlerdi, sorular sorardı. Zayıf noktaları ve açıkları bulup tekrar sorardı. Bu şekilde karşısındaki kişiye bir şeyler öğretmeye ihtiyaç duymadan, kişinin kendi kendisinin doğruyu bulmasını sağlardı.
O önce başkasının belleğindeki yalan yanlış bilgileri, düşünülmeden oluşturulmuş ve çoğu önyargı niteliğinde olan bilgileri yok etmeye çalışır, bu yolda özellikle kavramların yanlış ve eksik içeriklerini ortaya çıkarmak için çaba gösterirdi. Bunun için kişiye alaycı denebilecek bir havada sorular sorar, neredeyse sora sora onu bıktırır yorar bunaltır, sonunda pes ettirirdi: onu yetersizliğine, işin doğrusunu bilmediğine inandırırdı. *
O önce başkasının belleğindeki yalan yanlış bilgileri, düşünülmeden oluşturulmuş ve çoğu önyargı niteliğinde olan bilgileri yok etmeye çalışır, bu yolda özellikle kavramların yanlış ve eksik içeriklerini ortaya çıkarmak için çaba gösterirdi. Bunun için kişiye alaycı denebilecek bir havada sorular sorar, neredeyse sora sora onu bıktırır yorar bunaltır, sonunda pes ettirirdi: onu yetersizliğine, işin doğrusunu bilmediğine inandırırdı. *
Dinlemek, aynı zamanda karşınızdaki kişinin savunma moduna geçip, kendisini tekrarlayan cümleler kurmasını ve daha fazla agresifleşmesini de engeller.
Futbol, siyaset, kadın-erkek ilişkileri, dinler, tarih... ve daha nice bir yere varılamayan tartışma konuları. Karşınızdakinden 100 kat daha fazla bilgili olduğunuzdan emin olsanız bile, onun fikrini değiştiremeyeceğiniz çoğu zaman beklenen durumdur. Karşı cevap vermek yerine, dinleyin. Ona sorular sorarak, vereceği cevaplarla kendisiyle çelişmesini veya söylediklerinin tutarsız olduğunu farketmesini sağlayın.
* Bilim ve Gelecek dergisi, sayı: 181
© 2013-2016 masumrobot.com
felsefi ve felsefecilerle ilgili içeriklerinizin artmasını dilerim. güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSil