Google dan "Çağın vebası", "Çağın hastalığı" veya "Asrın Vebası" diye aratırsanız, karşınıza AIDS, obezite, iletişimsizlik, internet ve teknoloji bağımlılığı, depresyon, bencillik ve narsizm gibi bir çoğumuzun farkında veya farkında olmadan yakalandığı hastalıklar çıkacaktır. Bir zamanların veba, verem, kolera, çiçek hastalığı ve sıtma gibi fiziksel hastalıkların yerini ruhsal veya sosyolojik hastalıklar almış. Erken teşhis ve tıbbın gelişmesi ile hemen hemen tüm fiziksel hastalıkların tedavisi mümkün hale gelmişken, çağın yeni hastalıkları için daha çok yol alınması gerekecek. Çünkü bunlarda bir "kabullenmeme" veya "kendi kendine geçer" gibi dirençler vardır.
Ego, bir başka deyişle Narsizm, daha kaba tarifle kendine aşık olma, muhtemelen içlerinden en tehlikeli, en farkında olunamayan ve tedavisi en zor olandır. Kısa vadede insanı mutlu ediyor gibi görünse de, sonunda depresyona, toplumsal yozlaşmaya ve hatta ekonomik krizlere yol açıyor.
İş yeri olsun, okul olsun, sosyal ortamlar olsun çevrenize baktığınızda, herkeste bir her şeyi bilme, bir farkındalık, bilgelik, tespit, erdem sahipliği düşüncesine sahip olduğunu görürsünüz. Ve bu ego problemi, özellikle 80 li yıllardan itibaren(Amerikadaki kendine saygı hareketi) hızla yayılmaya devam ediyor.
Özel sektöre bakıyorsunuz, kişi bilmediği bir konuyu "bilmiyorum, şu arkadaşa sorabilirsin" diyemiyor. Çaktırmadan bilenlerden topladığı cümleleri toparlayarak veya başka konulara girerek konumunu koruduğunu düşünüyor. Facebook ta sürekli yenilen yemekler, bulunulan mekanlar, özel günler, ilişkiler paylaşıyor. Bunların amacı ise insan sevgisini, gezi merakını, çektiği fotoğrafları veya başkalarına tavsiye edilebilecek konuları paylaşmak falan değil. Karşımıza maddi durumunu, renkli bir sosyal çevresi olduğunu gösterme, şu mutlu bir çift olduğunu gösterme veya rekabette olduğu arkadaşlarına nispet etme gibi amaçlar çıkıyor.
Bunların sonucunda, başarının ve topluma faydalı olmanın bir önem arz etmediği, tek amacının kendini mutlu etmek ve herkese kendini göstermek olduğu, çok özel olduğuna inanan, kısaca ego patlaması yaşayan bir yetişkinler ordusundan oluşan bir nesil ortaya çıkıyor.
Narsizmin sebepleri arasında şunları sayabiliriz:
- Ben merkezli çocuk yetiştirme sanatı, çocuğuna sürekli her şeyin en iyisine layık olduğunu empoze eden düşünceler. Yani aile ve eğitimciler.
- Twitter, Facebook, Foursquare, Youtube.. gibi kişinin egosunu patlatıp vitrine çıkarabileceği iletişim araçları
- Bankaların verdiği kredilerle parlak yaşama sahip olma hırsı
- Estetik cerrahinin ilerlemesi
- Kendine İnanmak, Güç Elinde, Pozitif Enerji, Altın Başarıyı Yakalayın, 21 Günde Steve Jobs Olun, 30 Günde Adriana Lima Olun.... gibi(son ikisini salladım tabi ki) kişisel gelişim kitaplarını okuduktan sonra her şeye muktedir olduğuna inanmak.
Ancak, bir konuya değinmekte fayda var. Nasıl ki tutumluluk ile cimrilik arasında, kilolu olma ile obezite arasında ince bir çizgi var. Özgüven ile narsizm arasında da benzer bir çizgi mevcuttur. Özgüven başarı ve mutluluk için sahip olunması gereken önemli bir nitelik, ama abartıldığı zaman ego şişmesi dediğimiz narsizmin yolu açılır.
Egoyu yok edemeyiz. Herkeste vardır. Önemli olan onu kontrol edebilmek. Çözümlerinden en önemlisi öncelikle bu probleme sahip olunduğunun farkına varılması ve kabul edilmesidir. Diğeri ise daha fazla "biz" demektir.
Narsizmin belirtileri, sebepleri, tedavisi ve tarihi hakkında bilgi almak isterseniz Jean Twenge ve Keith Campbell in birlikte yazdığı "Asrın Vebası:Narsizm İlleti" kitabını şiddetle tavsiye ederim.
© 2014 masumrobot.com
yöneticilerin bile, "ben yaptırdım" dediği bu devirde, sıkıntı büyük. biz yaptık birlikte başardık demek bu kadar zor olmamalı. birisini, bir ekibi, kendi ekibini yüceltmek bu kadar zor olmamalı. Performans Yönetimi ve Assessmen süreçleri üzerine iki ayrı yazı yazarmısınız robot bey. :)
YanıtlaSilassessment *
SilGüzel konular. Toparlayınca yazmaya çalışırım. Tabi okunmaya değer bir yazı ortaya çıkarsa:)
Sil